düşünce.
Düşünce sistemimizin kendini yenileyememesi ya da yanlış düşünce tarzları benimsememizle birlikte günlük yaşamımızda net, gerçek olmayan, kes kopyala yapıştır tarzı, gerçek bir fikir üretmekten mahrum kemik bir yapı oluşmuş durumdadır. Düşünmeden geçen zaman içerisinde bir birini taklit eden , ezberci, bu nedenle de büyük hayal kırıklıkları ve endişe verici korkuların ve tatminsizlik kültürünün yaşandığı bir toplum olduğumuz bellidir. Hayat elimizden öyle hızlı akıp gidiyor ki, günlerin, haftaların hatta yılların nasıl geçtiğini bilemiyoruz. Bu teknoloji hızı, fikir ve düşünce hayatımızın yenilenememesine hatta bitmesine yol açtı diyebilirim.

proje.
Firma olarak bizim yaptığımız tüm çalışmalarda, gerek tüketici, gerek Reklam veren arasında oluşan iletişim ağını inceleyip, sonucunda tüketim olgusunu ve etkilerini ön plana çıkarmak ve çalıştığımız markalarımıza artı bir değer katmaktır. Reklamlar genelde tüketiciye Gazete, Dergi, Afiş, Televizyon, Sinema, Radyo ve Dijital Medya ya da Bilbord aracılığıyla sunulur. Tüketim olgusunu artırmada her birinin etkisi farklıdır.

dizi & sinema filmi çekmek.
Her yönetmenin kafasında mutlaka bir 'film çekme fikri' vardır. Ancak bir fikrin gelişiminde anlık kıvılcımların yanısıra bir sürecin de varlığının olduğunu kabul etmek gerekir. Bu sürec dayanakları kuşkusuz ki apayrı noktalardadır. Bir yönetmenin içsel durumu da fikir bulma sürecini etkileyebilir, o günün ekonomik koşulları da toplum içine olan trendler de fikir bulma etkisi için iyidir ya da bu etki kötüdür demek doğru olmayacaktır. Film, yönetmenin ve senaristin hayal gücüne dayanan bir sanat eylemi olmasının yanısıra maddi getirisi de olan bir girişimdir. Bu açıdan bakıldığında aslında ne yönetmenin ne de senaryo yazarının yarattığı fikrin niteliğinin önemi olmayabilir.
